Merhaba,
Yeni bir yıla insanlığın hiç alışık olmadığı salgın koşullarında, türlü kısıtlamalar içinde giriyoruz. Kitabevlerinin çoğunlukla açık olmasına kar- şın okurların haklı olarak sokağa çıkmaktan çekinmeleri dergi ve kitaplarla buluşmalarını da bir ölçüde engelliyor.
Öyle bir dönem ki hem hayatta kalmaya hem de doğru bildiğimiz şey- leri kararlılıkla sürdürmeye çalışıyoruz.
İşte ulaşabilenler için 89. sayımız elinizde. Yeni bir yıla başlarken ve on beşinci yılımızı tamamlarken kapağımız Mavi Tuna’nın dokunuşlarıyla yenilendi.
Güzel şiir ve öykülerlerin yanı sıra bu sayımızın ana yazısı çağımızın önde gelen edebiyat insanlarından George Steiner ile yapılan söyleşi.
Onunla ilgili pek çok övücü nitelemeye rastlayabilirsiniz ama biri çok özel. Pek çok edebiyat insanı onu "dünyanın en iyi okuru” olarak nitelen- diriyor. Doğrusu dilimizde az sayıda kitabı yayımlanmış olsa da en azından üniversite çevreleri için bu çok özel insanın "efsane” bir kişilik sayıldığını söyleyebiliriz.
Yayımladığımız kapsamlı söyleşinin onun kişiliğine ve yaratıcı dün- yasına olan ilgiyi artırmayı umuyoruz.
Söyleşiye, Cambridge Üniversitesi’ndeki öğrenim yıllarında onun öğ- rencisi olmuş Cevat Çapan’ın sunuş yazısı eşlik ediyor.
Ocak ayı evrensel değerimiz Nâzım Hikmet’in 119. doğum yıldönümü. Hemen her yıl olduğu gibi, bu yılın ocak ayında da ona ilişkin yeni, bilin- meyen bir belge yayımlıyoruz.
Paris’te Nâzım Hikmet üstüne doktora çalışmasını sürdüren Tuğçe Yaşar, Les Lettres Françaises dergisinin 17 Ocak 1952 tarihli sayısında rast- ladığı mektubu çevirerek dergimize gönderdi. Teşekkür ederiz.
Turgay Fişekçi şiir sanatını kendi yaratı dünyasıyla sınırlı gören ozan tipinin önde gelen temsilcilerinden Özdemir İnce’nin şiir dünyamıza ilişkin kimi görüşlerini değerlendiriyor.
Okuma uğraşının genişliği her okuryazarı zaman zaman şaşkınlığa uğ- ratır. Çok sevdiğimiz okumanın uçsuz bucaksızlığı karşısında çaresiz his- sederiz çoğu zaman. Ama kimi yazarlar da bizleri okuma dünyalarının genişliğiyle hayrete düşürürler.
Eray Canberk de böylesi yazarlarımızdan. Okuma Günlüğü’nde değin- diği kitapların ve yazarların çeşitliliğiyle, bildiğimiz bilmediğimiz, eski yeni yazarları hatırlattıkça okumanın çok boyutluluğu seriliyor önümüze.
Mehmet Serdar, Mahmut Şevket Esendal yazısında çağdaş öykücülü- ğümüzün bu öncü adının yazarlıkla siyaset arasına sıkışan kişiliğini irdeli- yor.
Hakan Savaş, "Çağdaş Anlatı Sineması”nda sinema sanatının gelişi- mindeki temel yol ayrımlarını değerlendiriyor.
Tayfun Demir uzun yıllar Duisburg Kent Kitaplığında çok başarılı bir kütüphane yöneticiliği yaptı. Türk edebiyatınının çok sayıda yazarını Kuzey Ren Vestfalya eyalatinde okurlarla tanıştırdı, buluşturdu.
Duisburg kentinin 2012’den bu yana verdiği Fakir Baykurt Kültür Ödülü bu yıl Tayfun Demir’e verildi.
Necmi Sönmez’in Tayfun Demir’le yaptığı söyleşide bu çok yönlü kül- tür insanımızı daha yakından tanıma fırsatı buluyoruz.
Figen Abacı, genç kuşak romancılardan Ahmet İlhan’ın Derinde Bir Yer romanını irdeledi.
Bütün okurlarımıza, ulusumuza ve insanlığa, özgürlük içinde yaşaya- cakları bir yıl dileğiyle.
İyi okumalar.