Uçurum-İnsan

Ben ruhum ve canlıyım ölü şeyler bağrında.
Anahtar yaparım kapılar kapandığında;
O korkusuz aslanı çöle doğru sürerim;
Adım Baküs’tür, Nuh’tur, Dökalyon’dur benim;
Adım Şekspir, Annibal ve Sezar’dır, Dante’dir;
Ülkeler fethederim, kılıcım elimdedir,
Korku salarım ben izlediğim gölgeye,
Dalarım her dehşete, girerim her geceye.
Platon’um, görürüm; Newton’um ben, bulurum.
Atina’yı, Roma’yı kuştan, kurttan doğurturum;
Ve kartal dedi bana: yürü, sen, ilk sırada!
Mezarımda Mesih’im, Eyüb’üm var fışkıda.
Ruhumla bedenimi dengede taşırım ben;
İnsanım, yani özgür, efendi yaşarım ben!
Adembaba’yım ben. Sever, bilir, hissederim;

Tuttum hayat ağacını, çok güçlüdür ellerim;
Başımın üzerinde zevkle silkeliyorum,
Kendime fırtınanın rüzgârıyım diyorum,
Altın portakallarla dolup taşarken dallar,
Bağırıyorum: gelin! gelin! yiyin insanlar!
Narlar düşürüyorum avucuna herkesin,
Çünkü bilim hepimize, bütün insanlar için,
Senin özsuyun gökten akıyor oluk oluk,
Çünkü meyvendir Hayat, senin kökün Sonsuzluk!
Ve her şey filizlenir, büyür, yayılır yangın,
Kızıl yangınlar içinde herşey yanar ansızın,
İlerleme ne güzel, gözler göğe dikilmiş,
Sen yürü ki, yürürken yutulsun bütün geçmiş.
İsterim, boyun eğer, yumuşar katı madde;
Nerdeyse eşitim ben o Yüce Görünmez’le…
 
Bağı şarap yaparım, o nasıl bal yaparsa.
Onun gibi salarım kürelerimi Arş’a…
Kafesimden bir saray yaparım ben kendime;
Canlı bir tel bağlarım bir kutuptan ötekine;
Şimşeğin kanadına uçururum zekâyı;
Gerilir ellerimde Nemrud’un kutsal yayı
Ve ıslık çalıp giden ok gökyüzünü titretir,
Dünyanın bir ucuna sözlerimi iletir.
Ren’i, Ganj’ı, Oregon’u buluşturan da benim,
Sanki aynı vagonda söyleşir üç gezginim.
Mesafeler yok artık. O dev kubbeyi, evet,
Bir habbeye çevirdim, tek rehberim cesaret,
Kara, kıskanç titanlar kaşlarını kaldırır;
Kafkasya’da zincirli Promethe şaşırır:
Görünce Franklin’in yıldırım savdığını,
Fulton’un Dev sırtında denizler aştığını;
Galvani mi? Ölüme gülerek bakmış o da;
Meleğin kılıcını kırmış fizikçi Volta;
Sesimle titrer dünya ve o anda değişir;
Kabil ölür, istikbal artık genç Habil’indir;
Aden’i fethederim, Babil’i tamamlarım.
Bensiz beyhude doğa. O tasarlar, ben yaparım.
Kralın benim dünya…
 
Fransızcadan çeviren: Kenan Sarıalioğlu

Hünsa  Tuğçe Tekhanlı     84
Beyrut Kuşatması Günlüğü’nden (1982)  Adonis    84